19 Temmuz 2015 Pazar

prefabrik ev fiyatları ve islam bilgilerimiz36

 prefabrik ev fiyatları


prefabrik ev fiyatları ve islam bilgilerimiz36 sizlere en güzel bilgileri yazan prefabrik ev fiyatları yazdı ve çok çalıstı sizlee prefabrik ev fiyatları diyorki Komşu yukarıda değindiğimiz türden hizmet yardımlarını bedels Komşuluk parayla olan bir şey değildir. Biz “mâ 'ûn” hakkını işlerken bı luk ilişkilerinin, sadece ev araç-gereçleri ve eşyalanndan ödünç fayda gibi daha özel bölümüne yer vermiştik. Pet^gamber (s. a); Cebrail’in lip kendisine komşuyla ilgilenmeyi tavsiye ettiğini anlatır. Hatta o, bu s“Neredeyse onun komşucu komşu^/a mirasçı ı^apacağınt, zannettiıGünümüzde özellikle de büyük şehirlerde komşuluk ilgi ve ili nmda çok güzel örnekleri yanında genelde bir zafiyet ortaya çıktıc şikâyetçi olduğu bir gerçektir. Bunda şehirlerin kuruluş şeklinin yanı s le yer değiştirmelerin ve bu medeniyet tarzı ve onun sunduğu olum* etkileri büyük olmeılıdır. Bunlar çok çeşitli eğitim-öğretim yollanyla aKomşuluk, sadece aileler/hâneler ve iş yeri komşuluğu olarak bir kavram olmamalı, o, köy, kaisaba komşulukları ve hatta ülke k jibi geniş bir boyut içinde de düşünülmelidir. İlgili âyetteki yakın ve tavramlan kanaatımca; aynı bina, bitişik ve onun ötesindeki bina kc ok dar anlamıyla düşünülmemelidir.
II- BİLGİ Ve TECRÜBE PAYLAŞIMI Ve ANADOl KÜLTÜR FAALİYETİ OLARAK ODA AÇMA GEL
A- BİLGİ, BECERİ Ve TECRÜBE PAYLAŞIMI Ve t ANLAM BOYUTLARI
Bizim burada temel konumuz ilim tahsili ve bilgi edinme m ve tecrübeyi paylaşma ve onun ahlâkıdır. Bilgi, beceri ve [eğerli kazanımlandır. Bunlar doğrudan mal değildir ve fak
ki bu, fıkha/İslam hukukuna aykırı düşmez. Fıkha göre mesela bir öğr ir vaiz bu mesleği karşılığında ücret alabilir. Eğer böyle olmayıp sıradan i ;r içinde verilen bilgi ve tecrübe için bir bedel almaya kalkışmak öteden b evraldığımız ahlâka uygun düşmez. Bu gibi değerleri topluma verip aktar leslek edinmek ve bunu bir vakıf veya ücret mukabili iş gören bir kuruı ıluş haline dönüştürmek, hele günümüzde çok gerekli hale gelmiştir; Ç er her yerde ve her durumda sıradan dostluk ilişkileriyle gelişemezler. E mı sıra insanların bir iyilik/ihsan olarak diğerlerine bilgi ve tecrübelerini alarma da, en azından daha bilgili, daha sanatkâr, sevecen ve kaynaşr pluma erişme açısından her zaman ihtiyaç olur. Bu ahlâkın toplumd tutulmasının iktisadî-mânevî daha ileri hedeflere varmada son dereo îcağı da açıktır. İnsanın bunları vermekten kaçınıp onları sadece keı kil tutması genel “in/a/c” ahlâkıyla bağdaşmaz. Bilgi insanlara söz ya ( İrak sunulabilir; Bizim tasavvuf-ahlâk geleneğimizde; İnsanlara veri e saklı tutulan bilgi, denizin dibinden çıkarılmayan inciye benzetilmiş ’ rumda çakıl taşından farksız görülmüştür ki Hz. Peı^gamber (s.a)’in: '■en bilgi” nitelemesi aslında bu durumu da kapsayıcıdır.
Her şeyin, her mesleğin bir sadakası veya bir hediyesi ve ikram dıdır ki bu ahlâktan uzak durmak bilgi, tecrübe ve sanat sahibi in cışıksız durur. Onun bu yönde verip bahşettikleri de elbet yüksek tal lidir. Bilgi, sanat ve tecrübenin sonu yoktur ve bunları vermekle d nin aksine, onlardan bir şey eksilmez. Bu yönü itibariyle onlan cim İl tutmak, her şeyden önce bu faziletler adına uygun düşmez. A arı başkalarına aktarmanın bir zahmeti ve bir emeği olmayacağı i nez. Bu sebeple eğer bu ücretsiz ise; a- Bilgi, tecrübe ve beceri' 2k bağışı, olmak üzere burada iki tür bir ihsanın gerçekleşmiş bı ünülebilir. Toplumu aydınlık ileriye taşıyan bu insanlar böylece er< >m katmış olurlar. Peygamber (s .a)’in; güzel, değer taşıyan me tayyibe) yı"^ ve yine yanlıştan kötüden uzak tutan yahut güz( yönlendiren söz ve icraatı (emr-i bi’l-mâruf, nehy-i ani’l-münkeı < kavramı içine sokması^ bizim burada hareket noktamız olmuşt ve yön gösteren sözler doğrudan iktisadî/malî değerde şeyler olı ı açıklamalarıyla onların da en azından, kişinin malî sadakası g ını îc+omic /^iınrorlar Röulece, Kur’on V6 Peygamber sünnetim
Hz Feygamber’in “nasihat'’ ile ilgili sözlerinin ve h ilkesinin burada konumuzun temel dayanağı olduklar /'vVhkfe “sofnimi^t içtenlik!ihlas" anlamına gelen nasihat k; taıaîa ve tecrübe birikimini aktanp yol gösterme anlamı d ve^îerde o. doğrudan bu anlamında kullanılmıştır. Nosihe kiU^An>»za meşı;eret/istişare" nin bir boyutu olarak çıkar. bel«trr>eli\tm ki nzısihatla ilgili hadisler ferdî olduğu kadar müc boçAirta da clitşanülmelidir. Mesela Peı^gamber in: İktisadi tic larla okuak, tedepleri halinde köylü üreticilere nasihat veril hu dkımmu da kapsayıcıdır. Bu boyutuyla nasihat gü nKml:k' dive mıelenen ve çok çeşitli alanlarda faaliyet gösteren de »çark* aiu C^sa biz “nasihat" kavramını sadece ferdlkişisel <dtiuk Kitf 'an ve Pe^’gamber bazan bizce basit gibi görüner bik' çx.>4v getwl ve hatta, küresel ve de evrensel boyutta hüküm emiş olabılırier. İşte o yerler için bunu kavramak bize çok geni büşnuvde kişi veya yönetimin danışma sorumluluğu s asîlrat ve bilgı-tecrübe paylcişımında bunları karşı tarafla p<
Kerîm’de; “Eğer bilmiyorsanız bilenlere sorun”®, şeklinde ge yapmamak ve daha ileriye yükselmek için izlenecek yollardan bi Vi bu her alan için geçerlidir.
üs^ürTianlann iş ve idareleri aralarındaki meşveret (: karşılıklı danışma iia\\yrvr"^.
oeien meşveret ilkesi de yine bu yolu ortaya koyar. Nasiha 'v>', v'-e; de akh akla, tecrübeyi tecrübeye, bilgiyi bilgiye eklemek ve katmak : dayaııışmanm çok anlamlı bir türünü oluşturur. Bu anlam itibariyle;
- :>e'ir para veren ^ok” şeklinde dile getirilen şikâyet sadece kendine verieîi için geçerli olur. Akıl ve bilgi olur ki bu, verilecek belli bir mikte avv. o^küieınez bir yarar sağlar. Fatiha sûresinde:
kendilerine nimet verdiğin kişilerin ı^oluna ilet”,
bize öğretilen o duamızda bize istettirilen; mal ve nimetin kendis • a-' kazandıracak olan yoldur; Çünkü bu yolla sayısız maddi-mânevi İ İV uiaştnak vardır. Öteki ise belli bir şey ve belli bir miktardır ki o, tük biter ve her hangi bir şekilde zayi olunca da ondan geriye bir şey V vîakeîterde. harplerde, nice varlıklarını kaybetmiş insanlar, milletler olu r kalkınma becerisini ve onun yollannı öğrenmiş bulunduklarından kısa <ki durumlarını kazanıp onu da aşma başarısını gerçekleştirirler. Kazanç •-.mek nimete süreklilik ve de daha ilerisini kazandırır. Araşürma-geliş u:m kuruluşlarıyla yönetim ve iş dünyasının dayanışma içinde biri iuştunnalan bu âyet ve hadislerin ve de aklın ışığında yürümek olur.
b. Faydalı bilgiye koşmak:
Değeri olmayan boş şeylere gelince burada onlara bir bilgi ve d kültür gözüyle bakılmamalı ve Bilgi/bilim de öylece kalmayıp on mı için yarar sağlanmalıdır. Hz. Peygamberdin, bilgiden söz eder Tian zaman
Nasihatin jhlassamimiyet anlamına gelince Hz. Peygami
"Dhı amak nasihattir", ifadesiyle başlayıp; “Allah için nasibe ır Resûlü için, nnislûmanlarm, devlet başkanları ve tüm bin nasihat: samimiyet/içtenlik içinde bulunmaları”^^,
üvv bitiniiı^i bu sözlerinde o, nasihate geniş bir çerçeve çizip o ut k^uandırmıştın Burada insanlar; Allah ve Kitap karşısında c laıv t\1enleıe ve birbirlerine karşı da içten, samimi ve dürüst o
Niisihat'm, içtenlik olan o öz anlamı ve ''şeuera” 1 cşı*eret'in de bu kök anlamı itibariyle; Arının çiçekleri özüms( pması ve bal elde etmesi^'* gibi onların bu anlam derinlikleri ^ yerleştirilip özümsenebilirse buradan çok daha güzel sonuçl ar. Bu olmadan fertler arası bilgi, tecrübe dayanışması ve bi de idari ve diğer iş dünyasının birliktelikleri, o istenen hed den uzak kalırlar; Çünkü göstermeliklerle bir yere varılam fin da samimiyetle gönlünü ortaya koymaları gerekir ki b mm çokluğundan daha ilerde bir sermayedid*b
Bu başlıkta bilgi/maaril vc eğitime yapılan destek açısından önem tatşı i gelenekten söz etmek istiyorum. Konuyla ilgili olarak bir eserden ald Tiat burada bir misal kabilinden aktarılacaktır. Sunacağımız bu husus diğer bütün Anadolu kentleri ve hatta kuvvetle muhtemel tüm Osn ■’nde hüküm süren bir gelenekti. Biz Ahi Odalan’nm da meslekî eğit: T ayrı olarak benzer faaliyetler içinde olduklarını biliyoruz^^. Bu odc ve seyyahları konuk edip onların bilgi ve hâtıralarından yararlanma y( 2ri Ibn Batuta'nın, bu yerlerde misafir edildiğine ilişkin Se\^ahatnâme' ji bilgilerden anlaşılmaktadır.
5Öz konusu “oda açma" geleneği medreselerin dışında daha sıcak v< rtamı içinde bir ek eğitim-öğretim/kültür faaliyeti olarak düşünüler da/arı’nda olduğu gibi bu yerlerde de kent veya yörenin önemli üst debiyatçı ve diğer şahsiyetlerinin ders ve sohbetleri olmalıdır. Diğeı eri için bir şey söyleyemem ve fakat günümüzdeki bu eskiye ben: n uzantılarına bıkılırsa Türk insanının buna yatkın olduğu rahatlık lir. Elbet nitelik ve hedef her zaman tartışılabilir. Şimdi yukarda ; liz örnekleme mâlumatı sunuyoruz;
Sivas’ta, orta ve daha ileri yaştaki erkeklerin sürdürmüş oldu! İçtimaî hayatında önemli yeri olan bir gelenek oda açma idi. 1 yanışmaya, eğitim ve kültürel gelişmeye büyük katkı sağlamış ^ ık 1940 m. yıllara kadar sürdü. Her mahallede varlıklı bir ya de evinde oda açılır, her isteyen odalara devam ederdi. Oda açmı ilk bahara kadar sürerdi. Kış ve soğuk günlerde, evin misafir < , akşamdan önce yakılır, oda ısıtılırdı. Bu nedenle oda açmaya denilirdi. Cuma günü tatilken perşembe akşamları ve yemekt ılırdı. Pazar gününün resmi tatil olmasıyla, odalar cumartesi c ya başladı. Buralarda, gençler büyüklerin konuşmasından y rkân öğrenirlerdi. Bilgi ve görgülerini artıran ve kültürel gelişi ı odalar, dostluğun, sohbetin komşuluk ve hemşehriliğin yanı lat ve bir edebiyat mektebi gibi idi.prefabrik ev fiyatları yazdı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder