19 Temmuz 2015 Pazar

prefabrik ev fiyatları ve islam bilgisi

 prefabrik ev fiyatları


prefabrik ev fiyatları ve islam bilgisi sizler icin bugün yine prefabrik ev fiyatları yazlarını yazdı ve prefabrik ev fiyatları diyorki İnsanî değerlere tutkunluk - ki önemli ortak yanlar bir tarafa burada onları farklı renk ve şekillendirmesi de söz konusudur - ve onları sav öbür yanıyla da bunlar karşısında duranlara tepki ortaya koymayı Kendi kendimizi, diğerini, canlıyı, tabiatı sevmek de bu ilke kapsamı Yûnus Emre’nin “Yaratılmışı severiz Yaratan dan ötürü” değişi işte b sevgi kısmının ifadesi olmaktadır. Gerçek sevgiye varabilmek için insan, varlık ve kâinatı tefekkür gerek. İnsan kendini de bu çerçeve lamlandırırsa o bunu diğerlerine de taşıyacaktır. Kendilerini anlami yan ve kendilerine sevgileri kalmayanlar can ve hayata karşı çok yj yapabilirler.
Nefret ile sevmemek arasında fark vardır. Sevmemek karşı tar sevginin yokluğunu ifade ediyorsa da nefret onun ötesinde yine bir şiddet ve bir tepkiyi ifade der ki bu, Kur’an ve hadislerde d “buğz”dur. Kur’an karşı îmandakilerin birbirlerine olan kin ve buğ^ ve bir de içki-kumarın insanlar arasına sokacağı düşmanlık ve buğ/ eder^. Kur’an hem geçmişte ve hem de Hz. Muhammed (s.a) ik ünlere karşı olan o tarihî ve Kur’an sonrası kinlere “gayz” kavraı erir ki bu doğrudan kin anlamı taşır. Kur’an bir âyette; Giz/i-açık ısanlara infak/yardımda bulunan, içlerindeki kini bastıran ue lüslümanlardaki bu güzellikleri dile getirir ue ihsan düze\,)indek arak bunun Allah’ın sevgisini hak edeceğinden söz eder^^. İmar ^ki imana karşı duruş vardır ve aynı dinden olsalar da ahlâksız yine bir tepki görür. Ayette belirtildiği ürere kinlere hükmeder insaniliğe yönelmek elbet yüksek bir takdir görecektir. Böyle nsanlann sıkıntı ve çaresizliği karşısında hiçbir duyarlılığı olm ilimizde bu gibilere ''vurdumduymaz' denilir. Bu, paylaşma lasibi
udan gadap etme ve bu kızgınlık lialth ik* ilgili ele alınır. Bundan hareketU' bin O’na tahsis edilip insana böyk’si bir ölke ve kızgınlık hakkı verilnıe i rahatlıkla söyleyebiliriz J h. Peygtmı/u’r’in gazap/öfkeye karşı eğitimi a; mıştır. Kur’an ve Peygamber öğretileri akıllı davranmayı, tefekkür ile ha . adalet ve îtidali esas aldıklarından kızgınlık ile yola çıkmanın karşısınd 1ar. Kızgının mâkul, âdil hükmü olamayacağı için Peygamber hüküm ve evkiinde olanların, kadıların öfkeliyken hüküm vermelerini men eder'" air kızgınlık olarak ateş gibi olduğundan hemen onunla yola çıkılması in af için de felâket getirir ki dilimizdeki “ö/key/e kalkan zararla oturur” sö; çok güzel anlatır. Bu, devletler arası ilişkilere de taşınmalıdır. Allah' ıdaletine inanmayanlar Allah kesilince olanlar olur. Kızgınlık mâkul dc laz. Bu sebepledir ki biz Peygamberin onu soğutucu bazı öğretileri' ışınz ki burada şunları sayabiliriz: O şöyle söyler: “Gadap şeytandam ise ateşten yaratılmıştır. Ateş su ile söndürülür, o halde sizden kim D hemen gidip abdest alsın”. Diğer tavsiyeleri; sözü devam ettirme k, öteki biri de ayaktayken oturma ve geçmezse yatıp uzanmadır. \ re biri gelip hayat boyu ona göre yaşaması gereken bir söz söyleme da ona, üzerine basarak; “Godap/kızgınlıktan sakın” der^^’k Müslim î-haule ve lâ-kuuvete ve yine hasbunelleh, deyişleri de o anlık öfl< cj olmuştur. Öfke ile sözlü bir tepki ortaya konulabilir ise de on harekete geçilemez. Öfkeleri sonradan dostluğa dönüştürebilen niı Öfke dizginlenmesi, yönetilmesi gereken bir güçtür, aksi halde
idi nefret, tepki, öfke, barış ve barışıklık gibi meseleleri, ortak , önce gördüklerimizden biraz farklı boyut içerisinde ele alaca» fobi,a mrıradclesi içindeki bazı söz ve tavırlarını değerk
açıkça görürüz. Kötü ve yanlış yoldan kalpten vazgeçirme müc; gösterdiği gibi onun en güzel yöntemleriyle olur^'”. Adaletin verec farklı şeydir. Dâvaları güçlü. îmanı, ahlâkî vs. değerleri çok yüksel lan anlatıp savunurken davranışları da ona göre olmalıdır. Aksi h< anlattıklarımızı tezekkür edemez.
İman küfürle/şirkle. güzel ahlâk ahlâksızlıkla, âdalet haksız barışık olamazlar. Bunlar bu kendi zıtları ile bir ülfet ve ülfet birliç lar; çünkü bu onların tabiatlarına aykırıdır. Kur’an ve Sünnet ili dâvaya aykırı düşecek bu ülfete izin vermezler. Ülfet gönülden ıradan ilişki değildir. Kaldı ki ahlâk ve adaletin kendi zıtları ile s le olamaz. Barışık olmakla sözleşme anlamındaki banş yapmak îrklı şeylerdir; Küfürle barışık olunamaz ise de, küfür ehli olani ilir, iyi ilişkiler kurulabilir. Nitekim Hz. Peı^gamber (s.a), Me ^ecer mecûsîleri, bazı Yahudi toplulukları ve yine Necran hristi^ îha pek çok İslam tebliğine karşı çıkan topluluklarla barış anti k, Mekke hariç, onları bu halleriyle kendi devletine dahil etmiş rış hâdisesi temelde düşmanla olan bir şeydir. Peygamber, 1 ğlı yoksul yahudi Urapd topluluğunu^^^, onlardan bir istek ol :n sırf kendi iradesiyle toplumsal güvence şemsiyesi altına aln ki burada Kur'an’daki insancıllık ilkesi devrededir.
Haklı savaşlara gelince, konu sulh yollarıyla halledilemediı I ile çözümün her tür anlaşmazlıkta en iyisi olduğu vurgulaı olarak burada şiddet göstermekten başka çare yoktur. Bu n lümanlara; Aralarından o tüm merhamet ve sevecen da^ rken, kendi dinî değerlerini hedef alan şedit/azgın küfür İllerinin daha çetin ve .sert
Islâm dini adına söylersem hüküm şu olur ki; Îmanî hükümler vg değerlerden hiçbir güç ve hiçbir farklı medeniyet ve farklı kültürler adına çilemez. Hz. Peygamber (s.a)’in; Yüksek bir ahlâk çizgisi üzerinde old^j-'" dile getiren Kalem sûresi 4. âyetten sonra 8-15. âyetleri bu konuda rıntıJı konuşurlar. Şöyle ki: O halde (Kur'an gerçeğini) yalan sayanlara^
eğeme, - Onlar isterler ki sen yumuşak davranasın da onlar da sana davransınlar. -Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur araı^ıp kino,j durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecaviz, günâl)Q danmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damga^ kimselerden hiç birine, mal ve oğulları vardır (İktisadî bakımdan zengin oç fusça kalabalıktır) diye, sakın boyun eğme. - Ona âyetlerimiz okunduğuz^r. o; Bunlar öncekilerin masallarıdır, der”.
2-Yanlışa Karşı Çıkma, Suç Fiillerin Bir Adalet Olarak Cezalandırılması ve Sevgi
Fıkıh ve hukukça belirlenen suç fiilleri cezalandırmaya gelince burad um ve insanlığın üst menfaati kişinin önüne geçerler. Sevginin de ne oldu /i kavramak gerekir. Sevgi; hakkı, haklıyı ve yanlışı görmeğe engel olmam lüküm ve adâlet alanında sevgi kişiyi adaletten ayırmamalıdır ki müslüı n esas mayası burada belli olur. Yanlışa karşı çıkmamak, onu eleştirm la izin vermek, onu onaylamak; sevgi bu değildir. Sevginin de bir ahlâkı ahlâksızlığa yol veren sevgi, sevgi değildir. Nice yanlışlık ve hatalar met gösteren merhametsiz merhametler ve yine bunun gibi nice s giler vardır! Kur’an mesela zina edenlere verilecek dayak cezasınd şı duran bir merhamet ve sevgi duygusuna re’fef’e kapılmanın yer cat çeker^^ ki bu re’fet daha önce açıkladığımız Yaûf” sıfatının m< m dilimizdeki “merhametten maraz doğar”
birlikte öngörür’*^. Adalet; hakkın yerini bulmeısı olarak zaten kötü bir şey güzel bir şeydir, yeter ki adâlct adalet olsun. Âyetlerde dile getirilen “hak" adaletten çok daha geniş bir kavramdır. Sevgimizin zirvesi kadar kötüye v me tepkimiz olur. Cezalandırmada ise Kur'an’daki ilkeye göre burada ga ve nefretin yerini artık adalet, insaf ve hukuk ilkeleri alır“°. Yüce Rabb’ ;alandırmasına gelince Hz. Pej^gamber (s.a)'in bildirdiğine göre O; “f rahmetim/merhameti m gazabımın feukindedir” der"h Bizim de kişileri] duaımlannı gözeterek adalet ve ahlâk alanında ve yine adalet çerçevesir İkeyi devreye sokmamız her halde güzel olur. Rabb’in gazabına değil elb netine talip olmak gerek. Âdil bir devlet başkantnın gün içindeki adaletir ar dışı fazladan ibadetler hesabiyle 60 yıllık ibadetten üstün tutan Peyg ine: “Yer \)üzünde/ülkede hukuk bakımından ilerinde bir ağır ceza infaz ün yağan bir [yağmurdan daha temizleyici ue bereket getirici olduğum Bilindiği gibi yağmur hem temizler ve hem de bereket getirir. Pey< slında burada gerçek bir kıyas yapmış olmayıp adaletin vazgeçilemez b e hakkın yerini bulmasının da toplum ve insanlık yararı bakımından ö ikkat çekmiş olur. Yerinde adalet toplum düzen, beka, güven ve hu2 mından bir yağmur bereketi gibi güzeldir ve o, bütün hayatımızın b malıdır.
Yanlışla kötü şey arasında elbet bir fark vardır; Yanlış düzeltilir, k< ; mühlet verilemez. Nice insanlar vardır ki onlann hayatı, yanlışı dü2 tüden vazgeçme noktasında hep ‘'düşünüyorum " ile geçer.
İslâm ahlâk kültüründe ve hatta bazen hadis gibi tanıtılan “Kibii tiril dauranmak sadakadır” diye bir kelamı kibar vardır. Kibirli ki? i aşağı göreceği için onun, onları sevmesi zor olur. Benliğini tanrı e nin o tanrısını beslememek ve onu yıkmak gayesine yönelik olar kabil bir tavır ortaya koymak uygun olur.prefabrik ev fiyatları sundu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder